2 Mayıs 2009 Cumartesi

ZEİTGEİST (Çağın Ruhu)

BÜYÜK YALAN'IN BİR SONUCU OLARAK EKONOMİK BUHRAN

Binlerce yıldır halklara söylenip insanlığı uyutan masalların, tüm savaşların, ekonomik kriz ve sömürülerin; sayısız vahşet, haksızlık, hırsızlık ve ahlaksızlıkların; dünyadaki en derin devletin fotoğrafını gösteren, 'Büyük Yalan' ve ardındaki 'Büyük Soygun'un belgeseli; ZEİTGEİST (Çağın Ruhu) http://www.zeitgeistmovie.com/ resmi internet adresinden izlenebilir. İnsanlığa söylenen büyük yalan, efsane ve hikayeler nelerdir? Mısır'ın Güneş Tanrısı'na ne oldu? Merkez Bankaları neye yarar? 11 Eylül hangi teröristlerin işi? Tüm savaşların tek galibi kimdir? ve daha pek çok sorunun cevabı olan gerçekleri öğrendikçe kapitalist sistemin ahlaksız yüzünü dehşetle göreceksiniz.


* * *
Sonuncu kriz, son kriz mi?

Mortgage krizi olarak başlayan ve kartopu gibi büyüyen ve mikrobik bir salgın gibi yayılan son krize baktığımızda, gelecekte olacak daha büyük krizlerin altyapısının oluşturulduğunu görüyoruz. Kapitalizmin ahlaksız doğası savaş ve kriz üretir. Küreselleşme ve liberalizm maskeleri ile girdiği ülkeyi IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlarca borçlandırır ve bir gün bu borç mutlaka ödenecektir. Bu ödeme ülkenin bağımsızlığı pahasında bile olabilir.
Korumacı duvarları yumuşak yöntemlerle aşamazlarsa başka yöntemler denerler. Eğer hedefteki ülkelerde vatansever iktidarlar var ise CIA taşeron örgütü ile darbeler tezgahlar ve sonunda da işbirlikçi bir kukla iktidar bulma konusunda zorluk çekmezler, ki bu gerici faşist iktidarlar çoğu zaman kendi ailesi ve çevresinin zenginleşmesi uğruna halkını bin bir yalan ve dolanla kandırıp, koltuklarında kalıcı olmak için zamanla daha da vahşi bir işbirliğine ve soyguna girerler. Halkın hesabına ise daha çok faiz ve borç yükü ile bir de 'Yaradılış Atlası' türü safsatalarla ölümsüz bir hayat ve aslında sadece sahte bir cennet vaadi düşer. Avrupa ve Amerika'da aynı uyuşturma görevi kilise ve papalık taşeronluğunda icra edilmektedir.

Bugün askeri darbelerden ziyade, medya destekli sivil darbelerle de aynı hedefe ulaşıyorlar. Satın alınmış medyalar, işbirlikçi adaylara verilen maddi manevi destekler, seçim hileleri, kitleleri uyuşturma, aptallaştırma, olmadı kanlı veya kansız darbe.. Ve daha neler neler.. Amaca ulaşmak için her türlü senaryo, entrika, silah, terör, kan ve sömürü mubahtır. Onu da yapamazlarsa emperyalizmin en karanlık ve en vahşi yüzü görünür: Savaş.. Her ne şekilde olursa olsun işgal süreci başlamıştır. Ve yine borçlandırılan ülkeler bir gün bu borçlarını ödemek zamanı geldiğinde elde bir şey olmadığını görüp son çare olarak ülkeyi satışa çıkarırlar. Buna liberalizm ve özelleştirme deniyor. Guantanamo ve Metris'te ise işkenceler devam ediyor. Olayın özü dünyayı köleleştirip vergiye bağlamaktır. Zira kapitalimin en gelişmiş formu olan emperyalizm size borç verir, fakat bu borcu ödeyecek ekonomik ilerleme yapmanızı istemez ve engeller. İşgal sürecinin başarılı olması buna bağlıdır. Bin yıl önce de sistem böyleydi. Asya'nın doğal kaynaklarını, ipek, baharat, hammadde vb. zenginliğini bir düşünün.
Buna karşı Avrupa'da hemen hiçbir şey yoktu. Dönemin değişim aracı ise gümüş ve altındı. Şu halde Avrupa'ya gidecek hammaddeye karşılık altının Asya'ya doğru önlenemez bir göçü olması beklenir değil mi? ama olmadı.. Olamazdı.. Peki neden?.
Daha ileri bir sömürü düzenine sahip Avrupa bu çarkı tersine çevirmeyi başarabilmiştir. Bugün Avrupa'da görebileceğiniz eski feodallerin, derebeylerinin şatolarını bir düşünün.. Bir ekonomik sistem daha ileri, daha gelişmiş bir sistem ise önceki formlara hükmeder. Karl Marx'ın teorisine göre toplumların geçireceği ekonomik evrim süreci sırasıyla; ilkel, köleci, feodal, pre-kapitalist, kapitalist ve emperyalist olmak zorundadır.
Dolayısıyla emperyalistler bugün dünyayı insanlık dışı sömürü yöntemleri ve yalanla yöneten; ülkelere, devlet ve halklara hükmeden çok zalim güçtür..
Durun daha bitmedi!..
Bugün emperyalizm bile aşılmış, bir adım daha evrilmiş gözüküyor!
Buna kısaca, Corporatocracy deniyor. Birkaç dev kartel şirketten oluşan bir borçlandırma ağı şebekesi. Başını bankerlerin çektiği bir üst yapılanma. Uygulamadaki projenin sonucunda da köleleştirilen koca bir dünya.

* * *
Merkez Bankası ne işe yarar?
JP Morgan önderliğinde bankerlerin (sözüm ona) bir daha krizler olmasın diye piyasayı konrol etmek amacı ile senatoda oldubittiye getirilerek kurdukları Amerikan Merkez Bankası, nam-ı değer FED'in, ortağı olan bankerlerin para arzı üzerindeki oyunları ile 1929 Büyük Buhran'ına sebep olduğunu, ve o dönemki hükümetin kurtarma paketinin bugünkü eşdeğer maliyetinin sadece 200milyar$ olduğunu, fakat bugünkü Amerika'yı kurtarma paketinin 850milyar$ olduğunu görmek bir işaret olabilir. Her kriz bir öncekinden daha büyük olacak sistemin doğası gereği.. İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, 16 Ekim'de yaptığı açıklamada aynen şu cümleyi söylüyor:
'Tünelin sonundaki ışığı öyle kolay kolay göremeyeceğiz gibi geliyor. Tünelin ucunda bir ışık var ama o ışık güneş ışığı mı yoksa karşıdan gelen trenin ışığı mı belli değil'.. Bunu söylerken işlem gören şirket hisselerinin piyasa değerinin bir yılda üçte bire indiğini düşünürsek durumun vehameti daha net anlaşılır.

* * *
Savaşın taraflarını netleştirelim..
Kazananlar (corporatocracy ve bankerler), ve kaybedenler (devletler ve halk) ise hep aynı..
Banker örneği olarak: JP Morgan Chase.
Chase Manhattan birleşmesi ve Bank One'ı aldıktan sonra o, ABD'nın en büyük bankası, Forbes dergisinin Nisan 2008'de yayınladığı rapora göre, dünyanın en büyük 4. şirketi. Son krizde Bear Stearns'i, Bear'in merkez binasının değerinin dörtte bir fiyatına satın alan ve bu süreçte de FED'den kredi almış olması ile krizden büyük kar eden bir büyük Tefeci. Aynı taşla vurulan ikinci kuş ise muhasebe kayıtlarında bu dönem görünen büyük kar düşüşüdür. Bunun meali de kamuya ödenen daha az vergi ve küçük hissedarlardan kaçırılan daha çok temettüdür.
Kaybedenler.. Merkez bankalarına borçlandırılan ve bu borcu da yine ödemek için yine merkez bankası'na borçlandırılan iki yakası hiç bir zaman bir araya gelmeyen fiilen batık devletler. Örneğin ABD.. Ve artan faiz ve vergi yükünü sırtlamak zorunda kalan modern köleler, ve işsizlik, ve hatta açlık.. Bankalara kredi borcunu ödeyemeyen; krizde işini, evini, arabasını her şeyini bir anda ne olduğunu anlayamadan kaybeden milyonlar..
Ey insanlar! sizleri futbol, eğlence ve medyayla uyuturlarken aklınız neredeydi? Ülkesinin geleceğini düşünen aydınlar işkencelerde katledilip yok edilirken neredeydiniz? Neden susuyordunuz? Şimdi işte sıra size de geldi. Ülkenize özgürlük Irak'taki gibi gelmediyse, kurtarma paketleriyle gelecek. Kurtarma paketi!.. İyi de kimi kimden kurtarıyorsunuz? Dünyada herkese yetecek kadar yiyecek ve konut üretilebilirken, sizi açlıkla korkutup terbiye etme projelerinde boyun eğip minnettarlık duymanız içindir bu paketler.. ve tabi mutlaka bedelini yine ödeyecek olan insanlardır.. Sizin bankalara borcunuz olmasa bile devletinizin var!
ve onlar bu tefecilere faizi ödemek için sizden daha çok vergi toplamak zorundalar. bu da yetmeyecek ve ülke toprakları, şirketleri kısacası bağımsızlığı satışa çıkarılacaktır.
Maalesef bu, borçlandırma ve köleleştirme operasyonunun bir parçasıdır. Bütün dünya bu oyunun oynandığı bir sahne. Biz bu filmi daha önce çok defa izlememiş miydik?.. Biri bizi gözetliyor, iyi uykular diyor. Uyanana ne mi oluyor?? Garantili ebedi bir uyku için kolluk kuvvetlerinde sopa hazır!

* * *
Yurttaşlık hakkı olarak seçimler..
Demokrasinin gereği demokratik seçimler, emperyalizmin yerel işbirlikçi adayı yarışına dönmüştür. Büyük Yalan'ı bilen, fakat bunu halkından kendi çıkarı için gizleyen bu işbirlikçileri tanımalı ve onların yerine aday olan parti ve politikacılara da asla itibar etmemeliyiz. Özgürlük diye bize yutturdukları sadece emperyalizme ve sömürüye özgürlüktür. Kürselleşmeyi ve sözde özgürlükleri savunan satılmış liboşların, ülkesini (burada yazamayacağım) nelere satabilecekleri kendi yazılarında vardır..
Oysa özgürlük dedikleri egemenlerin bizi daha çok tutsak ettikleri bir düzenin projesidir. Ve Irak'a US Army eliyle götürülen özgürlük de işte bu özgürlükle aynıdır. Dünyada pek çok yerde birçok soykırım yapılırken örneğin, en kanlılarından biri olan Ruanda’da 1994'te 100 günde 1 milyon!! insan machetelerle (büyük satırlar) doğranırken, nehirlerden kızıl bir insan cesedi seli akarken, bu emperyalistler ve sözde yardım kuruluşları sadece kaçmış ve uzaktan katliamı seyretmiştir (hatta Fransızlar katliamcı kabileye yardım bile etmiş) ve orada olanları herkes uzaktan seyretmişlerdir. Orada yaşananlar Birleşmiş Milletler raporlarında akıl almaz bir vahşeti sergilemektedir. Canlı canlı vahşice doğranan insanlar, hamile kadınların karnı yarılıp ebeveynlerine yedirilen ceninler, doğramaktan yorgun düşen Tutsilerin kaçmasın diye aşil tendonlarını kestikleri Hutular, parası olanların bedelini ödeyerek kurşunla acısız ölümü satın almaları ve daha neler neler..
İşte Ruanda’da 100 günde bunlar olurken, emperyalistler neredeydi? Seyrederken neler hissettiler? Bunlar Ortadoğu'da, Asya'da, Afrika'da, Balkanlar'da, Kafkaslarda nerede olursa olsun, savaşlara kendilerine kar üretecek bir silah satışı mekanizması olarak bakar ve saflarını buna göre seçerler. İnsanlara ise hiç bir zaman acımazlar. Bu görev kitaplı dinler eliyle Tanrı'ya havale edilmiştir. Onların tek düşündükleri kendi aileleri ve servetleridir. Diğer insanlar ise yarattıkları katma değer ve faiz geliri ile orantılı olarak birinci veya ikinci sınıf yurttaş olabilirler. Ama bu kısmi refah, yurttaşların da birer köle oldukları gerçeğini değiştirmez. Gün gelip onlar da ürettikleri katma değer azalırsa harcanıp bir kenara atılacaktır. 'Züğürt Ağa' filmini seyretmiş olanlar kapitalizmin insanı, nasıl insanlıktan çıkarttığını ibretle izlemiştir. Dürüstlük ve erdem sahibi olanlar bu vahşi rekabet ortamında (uyanık azınlığın aksine) yok olup giderler.

* * *
Türkiye'de durum neydi ve bugün ne olmakta?
Ekonomik ve siyasi sömürü çarkında Bizans'tan 1971'e kadar yaşanan borçlandırılma ve fakirleştirilme süreci olarak; Anadolu'nun gerçek tarihini diyalektik çözümlemeli olarak anlatan bir başucu kaynağı olarak: Stefanos Yerasimos'un 'Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye' isimli mükemmel eseri okunabilir. 1945 sonrası ABD yardımları ve borçlandırma yoluyla işgal projesi Rakofeller'in ortaya çıkarılan mektubunda okunabilir. 12 Eylül 1980 CIA darbesinden bugüne yaşanan borçlandırma ve Atatürk'ün bağımsız Türkiye'sini tam gaz işgal projesi ise zaten malum.
(Ayrıca dünya çağında sömürü taktikleri için John Perkins'in "Bir ekonomik tetikçinin itirafları" kitabı çok iyi bir referanstır)

***
Küreselleşme ve liberalizm maskesi takan emperyalist soyguncular, daha çok teröristler ve 11 Eylül'ler ile hayali düşmanlar yaratacak. Hiç bir zaman yakalayamayacaklarını bildikleri teröristleri mağaralarda avlamak için ülkeleri işgal edecekler. Etnik siyasetleri körükleyerek böl ve yönet taktiği ile halkları birbirlerine kırdırırken, savaşlar bizim evlatlarımızı yutacak.. Biz şehitlerimize yanarken, bu savaşı çeşitli bahanelerle çıkartan, hükümetlere borç vererek finanse eden bankerler ve büyük silah üreticisi tekeller ise büyük karlar edecek. Sonuçta olan, yine unutulmaz acılarla bedel ödeyen halklara olacak. Onlar zengin, siyasi ve askeri olarak güçlü oldukları sürece, yaptıkları her vahşet, işgal, (Irak örneğindeki gibi) ve toplu katliamlar yanlarına kar kalacak ve suç, mazlumların üzerine yıkılacaktır..

Ama bu dünya geçici ve yalan, bu sadece bir sınav ve elbet bunların hesabı ahirette sorulacak!. Değil mi? Adalet elbet tecelli edecek değil mi? Tek umudumuz ilahi adalete olan inancımız. Yoksa yapanların yanına kar kalacak tüm bu zulüm, vahşet ve haksızlıklar.. Bize bunu öğrettiler. Biz de inandık. İnandırıldık. Hikmetinden sual etmedik. Etmedik de hata mı ettik??!.

Yoksa bu da, modern küresel efendilerin, yerel işbirlikçi hainlerin ağzından halklara yutturdukları bir kandırmaca, bir beyin uyuşturmaca ve Büyük Yalan’ın bi parçası mı?.. İlkçağların ilkel köleci ekonomilerden, modern çağın (silent majority) sessiz çoğunluk destekli "demokrasiyle yönetilen" toplumlarına uzanan bu evrim serüveninde değişen pek birşey yok..
(Ekim 2008)

3 yorum:

  1. Can you tell us more about this? I'd want to find out more details.

    Here is my website http://www.efactor.com

    YanıtlaSil
  2. Thanks for finally writing about > "ZEİTGEİST (�a ın Ruhu)" < Loved it!

    my blog post Related Site

    YanıtlaSil
  3. ha siktir dangalak sizin gibi akılsız zalimler için yaşasın cehennem git taksimde götünü aç gay oyunu oyna sen kapitalizm komünizmi sike sike adam edecek

    YanıtlaSil